10 Mayıs 2011 Salı

İlk Matbaa

  Matbaa, günlük hayatımızda teknolojinin de gelişmesiyle pek çok alanda kullanılan kitap, gazete, dergi, kapak gibi pek çok çeşit baskı işlemlerinde kullanılan basım aracıdır.
  Matbaayı bulan, icad eden, matbaanın mucidi olarak bilinen kişi  Johann Gutenbergâ tir. Gutenberg,  ilk olarak  tek tek metal harflerle yüksek baskı tekniğŸini geliştirmiştir. Gutenbergâ in bu buluşundan sonra matbaacılık yaygın ve hızlı gelişen bir sektör olmuştur. Matbaanın ilk kez   Uzakdoğu da kullanılmıştır. Bilinen ilk baskı VIII. yy' da Japonya da yapılmıştır. İmparatoriçe Shotoko Budizmâ in kutsal metinlerini Sanskrit dilinde Çin alfabesiyle bastırmıştır.
 
İlk kez tek tek harfler dökerek baskı yapmayı Pi Sheng (960-1297) adında bir Çinli denemiştir. Pi Sheng porselenden harfler kullanarak matbaanın gelişimine hız kazandırmıştır. Ancak çok harfli Çin alfabesinde tek tek harfler kullanarak baskı yapma nedeni hala anlaşılamamıştır. Matbaa Çinlilerden Uygurlara geçmişlerdir. Uygurların IX. yy dan itibaren baskı yaptığı bilinmektedir. (Tun-Huang mağŸarasındaki buluntular.)
Avrupa da matbaacılık özellikle XV. yy da gelişme göstermiştir. Avrupa da matbaacılığın üssü Hollanda olmuştur. Burada ki basım tekniği tahta kalıplarla yapılmaktadır. Hattatlarca yazılan tahta kalıplar. Hakkaklarca kazınmaktadır. Kalıplar bu yönetemle üretilmektedir. Harlem kentinde ilk kez tek tek harflerle baskı denemelerini 1430 yılında Lourens Janszoon Coster in yaptığı sanılmaktadır.
Johann Gutenberg ise çırağı Fust ile birlikte Mainz şehrinde metal harflerle basım tekniğini uygulamıştır. Gutenberg bu çaılşmalara bilgi ve birikimlerini, Fust ise sermayesini katmıştır. İlk çalışmaları olan 42 satırlık İncil i 1455 yılında basmışlardır. Fust ve Gutenberg işlerin yolunda gitmemesi neticesinde ortaklıklarına son vermiştir. 1462 de Nassau başpsikoposunun askerleri Mainz şehrine saldırdı. Kaçan basımcılar Avrupa nın her yanına dağıldı.
Türkiye' de Matbaacılık
  İlk Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika dır. Lale devri olarak bilinen dönemde 1726 yılında ilk Türk Matbaası kurulmuştur.     Ülkemize matbaanın bu kadar gecikmesinin nedenleri dinsel tutuculuktan ziyade toplumun bu yönde bir isteğinin olmayışı, okur yazar oranının yüksek olmayışı, okuma alışkanlığının kazanılmamış olması, hattatlığın yaygın bir meslek oluşu ve matbaa için gerekli alt yapının hazır olmayışıdır. (Avrupa da bir psikoposun askerlerine şehir bastırdığı düşünüldüğünde matbaanın gecikmesinin temel nedeninin dinsel tutuculuk olmadığı daha net anlaşılacaktır).
  Osmanlı matbaasında basılan ilk kitap Kitab-ı Lügat-ı Vankulu (Vankulu sözlüğü) dur. Mütefferika yaşamı boyunca 17 farklı eser basmıştır. Ancak kitapların maliyetlerinin ve buna bağlı olarak fiyatlarının çok yüksek olması matbaacılığın yaygınlaşmasını engellemiştir. Mütefferka nın ölümünden sonra matbaa zaman zaman atıl kalsa da çalışmaya devam etmiştir. Matbaanın başına 1754 yılında İbrahim ve Ahmet Efendiler, 1783 yılından sonra Beylikçi Raşid Mehmed Efendi ve Vaka-nüvis Vasıf  Efendi geçmişlerdir.
  1796 yılında Abdurrahman Efendi Mühendisane matbaasını kurmuştur. Daha sonra Üsküdar matbaası(1802) ve sonrasında Takvimhane-i Amire adında bir matbaa daha açıldı. (1831) Bu sırada Mısır da Kavalalı Mehmet Ali Paşa Bulak matbaasını kurdu. (1822) 1833 yılında ülkede 54 matbaa (15 ilitografi) 1948 yılında 509 matbaa ve 1983 yılında 3537 matbaa bulunmaktaydı.
  Günümüzde Türk matbaacılığı teknolojik gelişmelere bağlı olarak gelişimini sürdürmektedir. Basım sektörü Avrupa daki emsalleriyle aynı kalitede ürünler üretebilmektedir. Hazır teknoloji üretici ülkelerden alınmakta ülkemizde başarı ile uygulanmaktadır. Ancak Türkiye bazı istinalar hariç teknoloji üretmekten uzak, fakat iyi bir teknoloji takipçisi durumundadır.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder